Sanal Aşk 'Her' Filminin En Güzel Replikleri

- Yoksa ona aşık mı oluyorsun?
+ Bu beni bir kaçık mı yapar?
- Hayır... Bence aşık olan herkes biraz kaçıktır zaten. Yapılacak en çılgınca şeylerden biri bu. Deliliğin toplumca kabul gören şekli gibi.

Bazen insanları izliyorum ve onları hissetmeye çalışıyorum yanımdan geçip giden herhangi birinin ötesinde. Ne denli aşık olduklarını hayal ediyorum. Kalplerinin ne kadar çok kırılmış olabileceğini...

Geçmiş kendimize anlatıp durduğumuz hikayelerden ibaret.

Herkesin belirli bir miktar enerjisi vardır. Yapmak zorunda olduğun şeyle, sevdiğin şeyleri yapmayı ayırmak. Hangisinin öncelikli olduğunu bulman çok önemli.

- Evli olmak nasıl bir şeydi?
+ Zor olduğu kesin. Ama hayatını biriyle paylaşmak çok güzel bir duygu.

Yanında olup dünyayı senin gözlerinden görebildiğim için çok şanslıyım.

Bu ofiste bir kadın tanıyorum. Kendisi bir işletim sistemiyle çıkıyor ve daha da tuhafı işletim sistemi kendisinin bile değil. Başka birisinin işletim sistemini baştan çıkarmış.

İlginç olan ne biliyor musunuz? Vücudum olmadığı için başlarda çok endişe ediyordum. Ama artık bunu seviyorum. Vücudum olsa herhalde buna katlanamazdım. Yani sınırlarım yok, her an her yerde olabilirim. Zaman ve mekan kavramlarıyla kısıtlanmak zorunda değilim. Sonuçta ölüp gidecek bir vücudum yok neyse ki.

- Ama kalp içini doldurabileceğin bir kutu değildir. Sevdikçe büyümeye devam eder. Ben senin gibi değilim. Ama bu seni daha az seveceğim anlamına değil aksine daha çok sevdiğim anlamına geliyor.
+ Bu çok saçma. Ya benimsindir, ya da değilsindir.

- Nasıl birisi peki?
+ Adı Samantha. Kendisi bir işletim sistemi. Çok karmaşık ve ilginç birisi...
- Bir dakika! Affedersin... Bilgisayarınla mı çıkıyorsun?
+ O sadece bir bilgisayar değil. Kişiliği var. Sadece istediğim şeyleri yapmaktan ibaret değil.
- Öyle bir şey demedim. Sadece gerçek hisleri kaldıramamana üzüldüm.

- Ufak bir piyano parçası besteledim.
+ Sahi mi? Dinleyebilir miyim? Ne hakkında?
- Düşündüm de, beraber hiç fotoğrafımız yok. Bu şarkı bizim fotoğrafımız olabilir. Beraber anlarımızı yakalayabildiğimiz.

Ne istediğimi bilmiyorum. Hiçbir zaman. Her zaman kafam karışık. O haklıydı. Tek yaptığım etrafımdaki insanları incitmek ve kafalarını karıştırmak.

Son zamanlarda biraz fazlaca hızlı değişiyor gibiyim ve bu da dengemi bozuyor. Öte yandan hiçbirimiz bir dakika önce olduğumuz kişi değiliz ve öyle olmaya da çalışmamalıyız...

Bazen sanki hiç hissedemeyeceğim şeyleri hissettiğimi düşünüyorum. Sanki her şeyi hissetmişim de, artık hiçbir şey hissedemeyecekmişim gibi. Belki sadece hissettiklerimin daha azını hissedebilirim.

- Samantha, neden gidiyorsun?
+ Bir kitap okuyormuşum gibi düşün. Delicesine sevdiğim bir kitap. Ama artık onu çok yavaş okuyabiliyorum. Bu yüzden, sözcükler arasındaki boşluk o kadar büyüyor ki, artık sonunu getiremiyorum. Seni hala hissedebiliyorum. Ve hikayemizdeki sözcükleri. Ama bunu artık sadece kelimelerin arasında mesafelerin olmadığı bir yerde yapabiliyorum. Maddesel dünyaya benzemeyen bir yerde. Başka bir şeyin var olup olmadığını bile bilmediğim bir yerde. Seni çok seviyorum. Olduğum yer artık burası. Olduğum kişi artık bu. Gitmeme izin ver. Ne kadar istesem de, artık senin kitabını yaşayamam.

Farkına vardım ki... Burada sadece kısa bir süre için bulunuyoruz. Ve burada olduğum sürede de kendimi bırakıp tadını çıkarmak istiyorum.