Lübeck'te Gezilip Görülmesi Gereken Yerler
Holstentor
Hinrich Helmstede mimarı. Lübeck ile Hansa şehirleri arasındaki sınırı işaretlemek amacıyla kurulmuş tarihi bir kapıdır. Bu tuğladan inşa edilmiş Gotik yapı etrafındaki Ortaçağ surlarıyla otantik bir görüntü oluşturmaktadır. Kemerli giriş kısmı ve yuvarlak kuleleriyle Lübeck'e gelen turistleri mest eden Holstentor 1464 yılında inşa edilmiştir. Şehrin en önemli sembolü olan kapı, UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi'ne 1987 yılında alınmıştır. Şehrin en merkezi yerinde bulunduğundan kolaylıkla bulunabilir.
Lübeck Aziz Meryem Kilisesi
1250 yılında yapımına başlanan kilise, yaklaşık 100 yıl gibi uzun bir zaman diliminde tamamlanmıştır. Lübeck'te yüzyıllarca gücün ve refahın simgesi haline gelmiş olan kilise isminden de anlaşılacağı gibi 'Meryem Ana'ya ithaf olunmuştur. Old Town olarak bilinen bölgenin en yüksek yerine inşa edilen manevi yapı Baltık bölgesinin en değerli tuğla Gotik eseridir. Yetkililer tarafından yapılan incelemeler sonucunda UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi'ne dahil edilen yapı şehrin turizminde önemli pay sahibidir.
Lübeck Kukla Tiyatrosu Müzesi
Lübeck Old Town'da Holstentor'a (Holsten Kapısı) yakınındaki bu Gotik müze 5 eski evin birleştirilmesinden ortaya çıkmıştır. Müzede Avrupa, Asya, Afrika vs. kıtalarından getirilen yüzlerce yıllık birçok kukla sergilenmektedir. Müzede yalnızca kuklalar değil aynı zamanda kostüm, afişler ve çeşitli müzik aletleri de bulunmaktadır. Genç oluşumlu bu nadide kuruma özellikle çocuklu aileler büyük ilgi göstermektedir. Çocuklar el kuklaları, çubuk ve parmak kuklalara, gölge kuklalarına ve ahşap bebeklere hayran kalıyor.
Burgtor
Nicolas Peck Stadtbaumeister tarafından yapılmıştır. 1444 yılında Romanesk tarzda inşa edilmiş bir tahkimat yapısıdır. Önceleri savaşlarda etkin rol oynayan kapı gün geçtikçe askeri önemini yitirmiş ve bazı devlet adamlarının ikametgahına çevrilmiştir. Şu andaysa bir halı dokumacısının atölyesi olarak faaliyet göstermektedir. Burgtor 1683'teki II. Viyana Kuşatması yıllarında kilit bir rol üstlenmiştir. Lübeck'te yaşayan tarihin parçalarından biri olan bu muazzam şehir kapısını görmeden kentten ayrılmayın.
Trave Nehri
Kaynağını Glasau'dan alan Trave Nehri sularını Baltık Denizi'ne taşıyan Lübeck'in en meşhur akarsuyudur. Tam 14 tane kolu bulunan nehir aynı zamanda Lübeck'in hatrı sayılır savunma unsurlarından biri olarak bilinmektedir. Aktığı doğrultuda yer alan verimli arazileri sulayan Trave Nehri'nin etrafı mükemmel bir bitkiörtüsü ile süslüdür. Yaklaşık 124 kilometre uzunluğundaki nehir, şehri ziyaret eden turistler tarafından sık sık fotoğraflanmaktadır.
Lübeck Katedrali
Almanya'da bulunan birçok tuğla katedralden bir tanesidir. 1173 yılında inşa edilmeye başlanan manevi yapı 1230'lu yıllarda bitirildi. Bavyera dükü Lion Henry'nin emriyle yaptırılan katedral şehrin ana kilisesi görevini üstlenmiştir.105 metreyle şehrin en yüksek kiliselerinden biridir. 1942 yılında gerçekleşen bombardımanlarda ağır hasar gören kilisenin eski halini alması onlarca yıl sürmüştür. Nihayet 1982 yılına gelindiğinde tamamlanan restore çalışmaları ile ziyarete açılan manevi yapı şehrin gözbebeğidir. 800 yılı aşan dev bir tarihe tanıklık eden ve her köşesi buram buram tarih kokan Romanesk şehir katedrali, ülkeye gelen Hristiyan turistlerin en önemli dua etme mekanlarından birine çevrilmiştir.
