İlhan Berk Şiirleri – En Güzel 15 Şiiri

En Güzel ve Kısa İlhan Berk Şiirleri
İlhan Berk, Türk şiirinin çağdaş döneminde adı sıkça anılan en önemli şairlerden biridir. Dili kullanma tarzı, deneysel şiir arayışları ve özgün imgeleriyle edebiyatımızda kendine özgü bir yer edinen İlhan Berk, 1918 yılında Manisa’da dünyaya geldi. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü’nden mezun olduktan sonra bir süre öğretmenlik ve çevirmenlik yaptı. Özellikle Fransız şairlerden çeviriler yaparak, Türk şiirine yeni bakış açıları kazandırdı. 20 Ağustos 2008’de 90 yaşındayken hayata veda eden İlhan Berk, geriye unutulmaz şiirler bıraktı.
Bu içerikte en güzel, kısa ve etkileyici İlhan Berk şiirleri derlendi. Hem deneysel şiir heveslilerine hem de klasik şiir tutkunu olanlara rehber olacak Ilhan Berk sözleri ve şiirlerinden alıntılar sizlerle. İşte, usta şairin dizeleriyle tanışabileceğiniz en anlamlı şiirleri...
1. 1919
Ben dünyaya bir idare lambası altında geldim
Yeryüzü Birinci Dünya Harbi'ni yaşıyordu
Başımın üstünde mendil boyunda bulutlar vardı
Yunan Harbi'nde yanan şehirlerimizi bir dağdan seyrettim
O çadır çadır insanları, askerleri, esirleri
Arkalarında bir gömlekle kaçan halkımızı
İlk topu ilk tayyareyi gördüm
Anam kardeşim ve ben ayaktaydık
Kapanık dükkânlarıyla çarşılarımıza yağmur yağıyordu
Her sınıf insanıyla şehrim dağlara taşınmıştı
O yangından nehirlerimiz dağlarımız ve çeşmelerimiz kurtuldular
Yanmış, yakılmış şehrimize bir akşamüzeri askerlerimiz girdi
Kursaklarında bir parça ekmekle insanlar ayaktaydı
O gün dünyayı ve insanları tanıdım
O gün ayağımın dibindeki şehirden ağlamayı öğrendim
2. Acının Adı
Yavaş sessiz senin buyruğunda toplanır altın yavaş sessiz
Yavaş sessiz senin buyruğunda dağılır buğday yavaş sessiz
Yavaş sessiz senin buyruğunda bölünür halkın ekmeği
Seninle hızla kararır bozulur ipek seninle hızla
Hızla düğümlenir bulanır su seninle
Körlenir seninle hızla emeğin tarihi
Ve seninle yavaş yavaş çıkar bakıra kuvarsa tunca yavaş yavaş
Acının uzun uzun yazılan adı.
3. Akşama Doğru
ey güzel harf güzel kağıt güzel kalem.
sana nehirlerden rüzgârlardan söz ediyorum
benim için nehirleri eğit, su yolları aç.
ben ki daha ağzı lekeli bir çocukken
yürürken gördüm bir gün nehirleri
nehirlerin rüzgârların sözü yaşar...
ben ağzının yaprağıyım, bir yere yaz bunu.
ey güzel el yazısı güzel mürekkep güzel uç.
beni küçük su birikintileri büyüttü.
beni anlamak için su birikintilerine sor
su unutmaz: daireler çizerek dikkatle çalışır.
benim için yapraklar topla, yatağını lekele.
ben bu akşam doğruyum, karıştır saçlarımı.
4. Anlatılır Gibi Değil Yası Çiçeklerin
Karanfil
Adın her sabah uyandığımız gökyüzünün yerini aldı.
Hangi su olursa olsun
Yeşil sen bakınca.
Her gün sen baktıktan sonra
Bu kadar güzel
Bu gökyüzü.
Fesleğen
Sen varken karanlık bilmez
Hiçbir su.
Hiçbir su
Kaybolmaz.
Sarı Çiğdem
İlk biz geldik dünyaya
Gelir gelmez
Sevmeyi çalışmayı öğrendik
Bir gün yası öğreneceğimizi
Hiç bilmiyorduk.
Defne
Kimse ölümü övemez
Seni gördükten sonra
Kulluğu
Savaşı
Güzel gösteremez.
Lale
Yalan Ayvaz'ın laleyi sevmediği
Doğru değil sonra
İlk defa çiğdemin gördüğü dünyayı
İlk Ayvaz geldi
Bu manzara
Ona bakarak geldi
Hep ona bakarak geldik.
5. Ayrılığın Yüreği
Sessiz sedasız yaşayan bir ayrık otuydu Orta Anadolu’da
Kıtlıktan önce.
En küçük bir şeyden coşardı
Mesela bir kuş uçmasın Kızılırmak’a doğru
Köklerine su yürümüş gibi sevinirdi.
Bir bulut geçsin üstünden
Ayrılıktan çıkardı.
Dünyayı, derdi, dünyayı
Hiçbir şeylere değişmem.
Şimdi yaşamak istemiyor.
6. Aşk
Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamda yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.
Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar.
7. Aşıkane
Geceye hey dedim Bir bulut beyaz aydınlık
geçiyor ve ben görüyorum Belki yalnızlık.
Kâğıt gibi bir kadın sana bakıp gülüyor
Demek sen daha güzelsin gökyüzünden artık.
Sokakları bembeyaz evleri geçiyorum
Bir koşu bir rüzgârı alıyorum Karanlık.
Bir kenttesin ve var ta ne zamanlardan beri
O zamandan trenler evler geçiyor Kapanık.
Aşkın ki hiç durup dinlenmek nedir bilmiyor
Aşkın ki anlatılamaz ihtiyar ve yıkık.
8. Ben Senin Krallığın Ülkene Yetiştim
Ben senin krallığın ülkene yetiştim
Kaldım gölge tanımayan güzelliğinle.
Her sabah büyüten denizimizi böyle
Gülüşlerindi o ülkede bilmez miyim.
Sen o çıktığım sularsın,zencim benim.
Denize bakan evler gibiydim seninle.
Dur, geliyorum ellerin ne güzel öyle.
Beni şey et gülüşlerini bekleyeyim.
Sen gittiğim o ülkesin varılmıyorsun
Vurmuş sonrasız nasıl en güzel sulara
Güzelliğin balıkları gibi İstanbulun.
9. Ben Uyandım
Ben uyandım bir aşk demekti bu dünyada
-Sesin, bir gülü bırakmak gibi bir şeydi
Karaydım, kağıt gibiydim yaşamalarda
Adım görseniz her gün o denizlerdeydi
Bin yıl bir M sesiydim aşağı Mısır'da.
Ben vurdum sevilere belli değil miydi
Bin yıl seni açtım işte yalnızlığımda.
Ne zaman aydınlığında adım geçti miydi
Bir aşk demekti bu dünyada.
10. Bir Kıyı Kahvesinde
Adaçaylarımızı söylemiş miydik?
Üç kişi bir köşede oturmuş ağ yamıyordu.
Kimimiz aznif oynuyor, kimimiz cigara üstüne cigara
Yakıyordu. Sanki dünya durmuştu,
Öyle dalmış gitmiştik. Kendi kendimizdik.
Bir sürü kırlangıç dışarda camlara vuruyordu.
Birden bir ses, yüzüne karışmış bıyıkları,
“Deniz çekildi,” dedi. Hepimize tutup
Denizde gezdirdiği gözlerini. Büyük
Bir boşluk bırakıp sonra da arkasında
Kalktı.
Biz işte o zaman gördük onu
Ve çekilen denizi.
O zaman çıktık kendimizden.
Dışarda bir dilim ekmek gibiydi gök.
11. Deniz Kitabı (Doğabilim)
Bitkileri öğreniyorum. Otları, çiçekleri
Bir taflanı alıyorum. Taflan bu diyorum.
Başlıyorum incelemeye tutup iki ucundan.
Bir pelin yaprağını koparıyorum sonra.
Özsuyu çıkıyor elime. Bir dalı kanırtıyorum
Yininden. Uzun, incecik bir söğüt dalını
Damarlarını sayıyorum, bir suya bırakıyorum
Dünyanın en güzel yeşili o zaman anlıyorum.
Böyle bütün gün dolaşıp duruyorum
Sonra birden kâğıda kaleme sarılıyorum.
12. Güneşi Yakanların Selamı
Bir zevk duyulmaz oldu, buranın rüzgârlarından
Hayat soldu bir günün enginlerinde yine.
Selâm! Sonsuzların yorgun gönüllerine
Selâm: Güneşi içeren çocukların diyarından!
Bir ateş yakalım ki geçmesin hatta bir an
Ve sussun kurtlar, kuşlar bir gök gürültüsüyle;
Bir ateş yakalım ki, tutuşsun gökler bile
Ve Güneş içilsin o gün, kızıl çanaklardan!
Varsın eskisin sesim kaybetsin ahengini
Geceler kıskanmasın aydınlığa süsünü.
Donatsın sonsuzluklar gibi gurubun rengini
Söylesin ve uzaklar baharın türküsünü...
Neler, neler beklenmez nihayetsiz bir yerden
Güneşi içelim mor şafaklar gecesinden.
Selâm! Sonsuzluklara, hasretli gönüllerden,
Selâm, güneşi, göğü yakanlar bahçesinde!
13. Güzel Irmak
Küçüğüm, bu senin sesin, güzel ırmak
Önce rüzgârın öptüğü, sonra benim öptüğüm
Bu bitmemiş şiirler senin ayakbileklerin
Soluğun, kokun, karnın, gölgeli gözlerin
Bu böyle çözülü göğsün, enine boyuna dudakların
Sabahlara kadar ki büyük gözlerin böyle
Bu dal gibiliğin, saçların, kırmızı ağzın...
Karışıyor, korkunç, ellerimiz ayaklarımız
Böyle yukarıdan aşağı gidiyorum seni
Sanki seninle sulara karışıyorum.
Güzel
Irmak
14. Haziran
My love is like a red, red rose (e.e.cummings)
Kırmızı kırmızı bir güldür aşkım
İnce yüzünüzde. Kırmızı. Korkunç.
Kor sevişmemizden deli bir yalım
Koyuna sevdanın. Kırmızı. Korkunç.
Karanlık, büyür büyür benim aşkım
Gecenizde sizin. Kırmızı. Korkunç.
Vücudunuza, ağzınıza iner
Gezer etinizi. Kırmızı. Korkunç.
Kalır bir gün bir krallık olduğu
Güzelliğinizin. Kırmızı. Korkunç.
15. Hikaye
Her şey bir gece içinde oldu
Sabahleyin her şey tamamdı.
Bu gördüğünüz gökyüzü
İlk defa gelip yerini aldı
Gökyüzünün gelmesiyleydi
Dünyada büyük bir değişiklik oldu
Mesela, ovalar daha o gün
Yalnızlıklarını unutuverdiler
Bu şimdi elsiz ayaksız gibi duran gece
O zaman ağaca yürüyen bir su gibi geliyordu
Gökyüzünün hemen arkasındandı
Denizleri gördük
Başlıca her şey yerini alıyordu sırası geldikçe
İlhan Berk bütün bunları görüyordu.
